8 Şubat 2012 Çarşamba

Göz göre göre gelen

21 Eylül 2011 tarihinde "Bu gidişin sonu" başlıklı bir yazı yazmış ve kredi kartı borcunun yarısını 3 ay ödemeyenlerin kartlarının nakit çekme işlemlerine kapatılmasının olası sonuçları hakkında tahminlerde bulunmaya çalışmıştım.


Sabah gazetesinin bugün yayınladığı haberine göre durum şu:
Kredi kartı borcunun yarısını üç ay ödemediği için kredi kartı nakit çekime kapatılanların sayısı 5 ayda 5 milyon 250 bin oldu. 


Bu göz göre göre gelen bir şeydi, şaşırmaya gerek yok.




Uygulamanın benim öngöremediğim bir başka sonucu da borcunu ödeyen ama kuruşlar düzeyinde eksik ödeyenlerin başına gelenler:
Kart borcunun 5-10 kuruşunu unuttuğu için kartı kapatılan 500 bin kişinin imdadına BDDK yetişti. 20 liranın altında borcu olanların kartı kapatılmayacak.




Tahminimin başlangıç kısmı tutmuş, korkarım gerisi de gelecek, yani ekonomi cephesinde işler iyi değil.


Ekonomide işler kötü gittiğinde, oradaki büyük başarılarla övünülemez hale gelindiğinde siyasetin eksenini oradan alıp başka bir yere kaydırmazsanız sıkıntı çıkar. Bunu yapmanın en kolay yolu da "hayat tarzı siyaseti"dir. Toplumun büyükçe bir kısmının benimsediği değerleri benimsediğinizi (hatta daha da yaygın hale gelmeleri için çalıştığınızı/çalışacağınızı) gösterir bir çıkış yaparsınız, açıklamanızı da öyle kurgularsınız ki karşınızdakilerin alacağı sizi olumlamayan herhangi bir pozisyon toplumun değerlerini benimsememek ve hatta onlara savaş açmak olarak algılanır. Böylece, muhaliflerinizi "toplumdan kopuk siyasetçi" durumuna düşürür ve ekonomideki gidiş sebebiyle sizden uzaklaşması muhtemel oyların gidebileceği aday olmaktan çıkarırsınız, hala en iyi sizsinizdir. 


Son günlerdeki "dindar nesil" tartışmasının bunun dışında fazlaca bir anlamı olduğunu sanmıyorum.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Beğendiyseniz paylaşabilirsiniz, maksat söz yayılsın.