Türkiye'de uzmanlık eğitimi veren kimi kliniklerde uygulanan çok garip bir şey vardır: Gün aşırı nöbet
Bu uygulamaya maruz kalan doktor her iki günden birinde nöbetçidir. Bir sabah işe gelir, o gece nöbetçi olarak hastanede kalır, ertesi gün çalışmaya devam eder, akşam işi saat kaçta biterse (sonunda!!) hastaneden çıkar, evine gider biraz uyur, ertesi sabah döngü yeniden başlar. Pratik olarak her 48 saatin 34-36'sını hastanede çalışarak geçirir. Bu uygulama genelde "çömez asistan" denen, asistanlığa yeni başlamış kişilere uygulanır. Süresi 12-18 ay arasında değişebilir.
Birkaç ay boyunca bu tempoda çalışan insanın kronik yorgunluk semptomları göstermeye başlayacağı aşikar. Gün içerisinde yapılacak herhangi bir eğitim faaliyetinden fayda görmesi de mümkün değil zira bu kadar yorgun ve uykusuz bir beyin öğrenmez. O cesede dönüşmüş haliyle gidip evde teorik eğitimini gerçekleştirmek üzere ders çalışmasını beklemek de oldukça hayalperest bir yaklaşım olur. Dolayısıyla memleketin en iyi tıp fakültesinde de olsa bu genç doktorlar düzgün bir teorik-bilimsel eğitim almazlar, zanaat öğrenir gibi yaparak ve yaptıkları kadar öğrenirler mesleklerini.
Bilimsel araştırmaların tekrar tekrar ortaya koyduğu basit bir gerçek var, doktorun hata yapmasına neden olabilecek iki temel faktör var:
1) Ne kadar tecrübesiz olduğu (kariyerin henüz başında olanlar, başlayalı daha bir iki ay olmuş çömez asistanlar bu durumda hata yapmaya en yatkın olanlar oluyor)
2) Doktorun ne kadar yorgun olduğu (Burada en önemli faktörlerden biri kesintisiz olarak hastanede geçirilen zaman, aklı başında ülkeler buna ksıtlamalar getiriyor)
Bizdeki uygulama iş iyice çığırından çıksın diye en tecrübesiz adamları en ağır iş yükünün altında ezerek hata yapma olasılığını üstel olarak artırıyor. Bundan doğrudan etkilenecek kitle olan hastalar ise durumun farkında bile değil. ABD'de doktorların çalışma saatlerine kısıtlama getirilmesini talep eden kuruluşların başında hasta hakları dernekleri gelir, bizdekiler henüz tehlikenin farkında değil.
Doktorun çektiği eziyet yanında maruz kaldığı kaçak çalıştırma da cabası. Devlet aylık azami bir nöbet sayısı belirlediğinden ve daha fazlasının ücretini elbette ödemeyeceğinden bu çocuklar kağıt üzerinde ayda 8-10 nöbet (3 günde bir) tutuyor gösterilir ve nöbet ücretlerini de ona göre alırlar, gerisi kaçak çalıştırma.
Gelelim bu uygulamaya nerede rastlayabileceğinize:
i) Birkaç sene öncesine kadar Hacettepe Beyin Cerrahisi'nde bu uygulama vardı. Her türlü insani standarda ve uluslararası çalışma yasalarına aykırı olduğundan ve hastayı tehlikeye attığından akredite olmaya çalıştıklarında bu uygulama ayaklarına dolandı, kaldırdılar. Artık uygulamıyorlar, en sık nöbet 3 günde bir ve uluslararası akreditasyonları onaylandı.
ii)Hacettepe Genel Cerrahi: Ben kendimi bildim bileli çömezlere uygulanır, kaldıracaklar gibi de görünmüyor. Yazın izne çıkan asistanlar nedeneniyle personel sıkıntısı yaşandığında kıdemli asistanlar ya da baş asistanlar da günaşırı nöbete geri dönmek zorunda kalabiliyor.
iii) Hacettepe Pediatri: Günaşırıdan vazgeçmeleri olası görünmüyor. Asistanların sorunlarından bahsedildiğinde "20 yıl önce ben asistanken de böyleydi, ne yapalım" diyecek kadar değişime ve ilerlemeye inanan hocaları olduğuna bizzat şahit olduğumdan değiştirmeyeceklerine neredeyse eminim.
Onun için benden size bir tavsiye. Aşağıdaki resme benzeyen bir doktor görürseniz kaç günde bir nöbet tuttuğunu ve son kaç saattir hastanede olduğunu sorun, korktuğunuz cevapları alırsanız da koşarak kaçın. Hem kendinizi ve sevdiklerinizi hata yapma ihtimali yüksek bir doktordan aakınmış olursunuz hem de doktora da bir iyiliğiniz olmuş olur; belki beş dakika dinlenecek, sandalye üstünde uyuklayacak vakit bulur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder