14 Temmuz 2011 Perşembe

Sağlık Bakanlığı'nın itirazı

Bir tıbbi cihaz geliştirmeye çalışan bir arkadaşım var, projesinde çalıştırmak üzere bir doktor arıyor. Sigorta+maaş, mis gibi iş. Farmakoloji uzmanlığım için zorunlu hizmetimi tamamlamadığımdan farmakolog olarak çalışamam ama pratisyenliğim baki, bu projede pratisyen olarak çalışabilirim.

Veya bu akşama kadar öyle zannediyordum...

Sonra ev arkadaşım kanundaki "devlet hizmet yükümlülüğünü yerine getirmeyenler, mesleklerini icra edemezler" hükmünü hatırlattı ve "sen pratisyenlik de yapamazsın" diye beni kızdırmaya başladı. Bu kuraldan ben de haberdardım ama bunun yükümlülüğe tabi olan mesleğim farmakologluk için geçerli olup, mezuniyet tarihim nedeniyle kanuna tabi olmayan pratisyen hekimliğim için geçerli olmayacağını düşünüyordum. Sonra bu işi biraz araştıralım dedik ve şuna rastladık:


"
...
UZMAN/YAN DAL UZMANI OLARAK MECBURİ HİZMET YAPMAK İSTEMEYEN VE PRATİSYEN/UZMAN DİPLOMALARI ELİNDE OLANLARIN, ZORLA MECBURİ HİZMETE GÖNDERİLEMEYECEĞİ:
Uzman olarak mecburi hizmet yapmadığım için, yasal ve kazanılmış hakkım olan pratisyen hekimliğimin, Sağlık Bakanlığı tarafından, mecburi hizmetten istifa ettikten sonra çalıştığım özel hastaneye gönderilen bir yazı ile elimden alınması hakkında, şahsımın taraf olduğu bir dava vardır. Davayı açmış olduğum İstanbul 6. İdare Mahkemesi ve bu mahkemeye Bakanlık tarafından yapılan itiraz sonrası davanın yürütüldüğü Danıştay 10. Dairesi tarafından, “bu uygulamanın haksız” olduğu yönünde karar alınmış olup; yine, Bakanlık tarafından Danıştay’a yapılan itiraz nedeniyle, dava Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nda görüşülmeyi beklemektedir.  Bu kurulun da, benzer karar alacağı ümit ve beklentisi içindeyim. Bu davanın hekimler açısından; yan dal uzmanı olup, kazanılmış uzmanlık hakkı olan veya şahsım örneğinde olduğu gibi, uzman olup, kazanılmış pratisyen hekimlik hakkı olan kişilerin (yani diplomaları elinde olan hekimlerin), özel sektörde ve çalıştıkları yerde (öğretim görevlileri için üniversiteler) sırasıyla uzmanlık/pratisyenlik yapma hakkı kazandırma niteliği olduğunu da söylemek isterim."

(Dr. Mustafa Dinler'in yazısının tamamını burada okuyabilirsiniz)


Yani olan şu:

1) Benim gibi uzmanlığını tamamlamış ama mecburi hizmet yapmak istemeyen bir doktor, mecburi hizmete tabi olmayan pratisyenliğini icra etmek ister, bir hastanede pratisyen olarak çalışmaya başlar.

2) Zorunlu hizmetini tamamlamazsa pratisyen olarak da çalışamayacağına inanan Sağlık Bakanlığı hastaneye bir yazı yollar ve kendisinin çalıştırılamayacağını belirtir.

3) Doktor buna itiraz eder, olay Danıştay'a gider, Danıştay doktoru haklı bulur. Bu karara göre, doktorumuz pratisyen olarak çalışma hakkına sahiptir. 

4) Uzmanlık için zorunlu hizmetini tamamlamamış bir doktorun, zorunlu hizmete tabi olmayan pratisyenliğini de icra edemeyeceği konusunda ısrarlı olan Bakanlık itiraz eder.

Olay -bildiğimiz kadarıyla- şimdilik bu aşamada.

Buna göre yaşanan gariplik şu:

i) 01.06.2005 tarihinde ben 11 aylık pratisyen hekimdim ve uzmanlık eğitimime başlamamıştım; isteseydim o günden sonra ömrümün sonuna kadar pratisyen hekim olarak çalışabilirdim.

ii) Ertesi gün uzmanlık eğitimime başladım, 20 gün sonra da Bakanlık'ın devlet hizmet yükümlülüğü uygulaması Resmi Gazete'de yayınlandı ve o günden geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi.

iii) Uzmanlığa başladığı gün böyle bir yükümlülüğe tabi olmayan ben, 20 gün sonra, önce devlete kölelik etmezsem, eğitimimi tamamlasam da, ömrüm boyunca farmakologluk yapamayacağımı öğrenmiş oldum. 

iv) 4,5 yıl sonra uzmanlık eğitimimi tamamladım ama mesleğimi yapamıyorum.

v) Ve bu akşam öğrendim ki Bakanlık'ın itirazı kabul edilirse,  kazanılmış hakkım elimden alınacak ve uzmanlık eğitimi almamış olsam ömrümün sonuna kadar yapabileceğim pratisyenliği de yapamayacağım.

vi) İtiraz kabul edilirse özel şirketlerde (ilaç sektörü, özel hastaneler, AR-GE vb.) de doktor olarak imza yetkisi kullanmam gereken bir iş yapamayacağım. Tıp fakültesi dışındaki okullardan mezun olanların da yapabildiği işlerde çalışabilirim ancak bu şirketlerde.
 

İyisi mi, ben gidip bir berberin yanına çırak gireyim. Tıp ve ilaçlar konusundaki bilgim, traş sırasındaki geyikler için ömür boyu yeter bana; biraz da futbol öğrenirim hatta, idare eder giderim. Bir zaman sonra önce yerel gazetelere, sonra televizyonlara da haber olurum "doktor berber" başlığıyla. Güzel kariyer...

Sonuç: Ben şimdilik o projeye başvurmasam daha iyi, sonra projedekilerin  de başı belaya girmesin benim yüzümden.

En önemli mesaj: Doktor olmayın. Çocuklarınızın doktor olup bu eziyetleri çekmesini onlardan istemeyin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Beğendiyseniz paylaşabilirsiniz, maksat söz yayılsın.