10 Mart 2013 Pazar

Yamyamlık



Yamyamlık, türdeşlerinin sade etinden değil, sütünden, yününden, emeğinden ve zamanında da bencilce yararlanmaktır icabında. Bu kısa yazıda, bir tabip odasının bu fikri nasıl hayata geçirdiğini irdeleyeceğim kısaca. Tabip odalarının içler acısı haline bir örnek de olacaktır.

Ankara Tabip Odası (ATO) hakkında tek bildiğim, intörn hekim haklarının tanınmasına yönelik yasa çalışmalarına olan katkısıydı. Bu konuda haklarını teslim ederim. Öte yandan aynı tabip odası, aynı tıp öğrencilerine yönelik bir yamyamlık hareketine girince işin şekli değişti. İlk kez Ocak 2013’te fark ettiğim bir ilanda ATO, ‘Değerli tıp fakültesi öğrencileri, hekim bir ailenin evinde, çocuklarıyla zaman geçirerek veya derslerine yardımcı olarak harçlığınızı kazanmak ister misiniz?’ diye sesleniyordu.



İlanın orijinali için tıklayınız


Bu ilan hala geçerlidir. Oldukça masum ve hatta yardımsever görülebilecek bu teklifin olası sorunlarına ilişkin ATO’ya yönelttiğim sorulara ise cevap alamadım. Bu soruları burada bir kez daha sormak ve sorularıma cevap almak isterim.

  • Hekimliğin meslek ve özlük haklarını gözetmesi gereken bir kuruluşun, hekim adaylarını ait olmadıkları bir mesleğe teşvik etmesi etik midir?
  • Hekimlerin işverenliğinde çalışacak tıp öğrencilerinin istismarını nasıl önleyeceksiniz? 
  • Teklifiniz, öğretim üyesi, öğretim görevlisi ve asistan olan hekimleri, öğrencilere karşı çıkar çatışması içine sokabilir mi? 
  • Çocuk bakıcısı arayan hekimlerden komisyon alacak mısınız? 
  • Tıp öğrencilerine verilecek ücreti ve çalışma şartlarını neden ilana yazmadınız? Bu öğrenciler, asgari ücretin altında, sigortasız ve kayıt/yasa dışı olarak mı çalıştırılacaktır? 
  • Bir tabip odasının görevleri arasında, üyelerine çocuk bakıcısı aramak var mıdır? 
  • Tıp öğrencilerinin ‘harçlığı’na katkı için burs bulma yoluna başvurdunuz mu? 
  • Tıp öğrencileri için başka tür ‘işler’ bulmak da gündeminizde midir?



Sonsöz: 

ATO’nun aracılık etmeye soyunduğu ve iyi niyetli görünen bu meselenin, etik ve hukuki açıdan belirsizlikler içerdiğini, dolayısıyla istismara ve kötü niyete açık olduğunu düşünüyorum. Paraya ihtiyacı olan ve hakettiğinden azına razı olacak bir tıp öğrencisi, kaçak işçi olarak çalıştırılırken kaza geçirirse, ‘harçlığı’ ödenmezse, işi bırakma durumunda işvereni tarafından sınıfta bırakılmakla tehdit edilirse, para yerine not verilmesi gibi tekliflerle karşı karşıya kalırsa ATO bunun sorumluluğunu alabilecek midir? Hekimliğin kölelik haline getirildiği bir ortamda köle kervanına tıp öğrencilerini de katmaya aday bir uygulamayı ortaya çıkaran ATO, yasanın hükmettiğinin tam aksi bir işi vazife edinmiştir. Hekim çocuklarının daha iyi ve daha ucuza bakılması için tıbbiyelilere layık görülen bu muamele, kabul edilemez.


Az Laf Bol Kuru


Editörün Notu:

ATO, başlıca görev ve yetkilerini şurada açıklamış. Yazıda incelenen uygulamanın bu görev ve yetkiler arasında olmadığı kesin. "Başlıca" demişler; diğerleri nedir, bilemiyoruz. Belli ki, diğer görevleri arasında böyle şeyler de var (!)

Bu meseleyi dert edinip bu yazıyı yazan Az Laf Bol Kuru'ya bir doktor olarak teşekkür ederim. Kendisinin Tumblr'daki işlerine http://azlafbolkuru.tumblr.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.




Beğendiyseniz paylaşabilirsiniz, maksat söz yayılsın.