18 Kasım 2009 Çarşamba

Coco avant Chanel

Filmimiz, Gabrielle Bonheur "Coco" Chanel biyografisidir. Çocukluğa şöyle bir dokunup, genç kızlık, erken yetişkinlik yıllarını anlatmaktadır. Sefaletten gelip zenginliğe, şöhrete gitme hikayesidir. Yani bir yönüyle bir başarı hikayesi.


Benim aklıma getirdiği soru şu oldu:


Başarılı olmaktan başka bir şansı olmayanların elde ettiklerine başarı demek ne kadar doğru?


Taşrada terzi yamaklığı ve kabare şarkıcığı yaparak hayata tutunmaya çalışan, böyle giderse er ya da geç konsomatris ya da fahişe olacak bir kızın hayatta kalmak için başarılı olmaktan başka bir seçeneği var mıdır?


Buradan yine asıl meselemize dönecek olursak, bizim kuşağın başarılı, okumuş çocuklarının başka bir şansı var mıydı? Okumayacaklardı da ne olacaktı?


Kabul etmek gerek ki öğrencilik bizim ilk mesleğimizdi ve onda iyi olmak zorundaydık. Diğer tüm kapıları açacak olan buradaki başarıydı. Bilgiye kıymet vermek ya da bilgi açlığı çok sonraları gelişen bir melekeydi, ya da çok azımızda en başından beri olan bir özellikti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Beğendiyseniz paylaşabilirsiniz, maksat söz yayılsın.